Hamilelik

     Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi, geriye dönüp bakınca da inanılmaz bir hızda geçen bir süreçti benim için. İlk öğrendiğimiz gün inanılmaz bir mutluluk ve korku kapladı içimi, ya ona iyi bakamazsam endişeleri sarmıştı daha ilk dakikadan beni.Çünkü 1 yıl öncesinde bir bebeğimi kaybetmiştim, düşük yaşamıştım. O yüzden tekrar bir bebeğe hazırlık, ya tekrar aynı üzüntüyü yaşarsam endişesi beni hep korkutuyordu. Bunu bilen doktorum bazı minik sıkıntılardan dolayı bana ilk 3 ay yatış önermişti, evde bütün gün yatacak sadece kişisel ihtiyaçlarım için kalkacaktım. Bu hem güzel hem kötüydü, bu süreçte çokça araştırmalarım oldu bebek bakım, hamilelikte yaşananlarla ilgili ,sanırım ilk 3 ayın en güzel yanıydı bu.
  8. Haftadan itibaren inanılmaz bir mide bulantısı başlamıştı ve neredeyse 16-17. haftaya kadar devam etti. Doğru düzgün birşey yiyememek beni mahvetmişti sadece çubuk krakerle geçiyordu günümün çoğu. Hatta hiç kilo almadım o haftalara kadar.İstirahat sürecim bitmişti çok şükür, yavaş yavaş gezmelere başlamıştım. Minik kalbimizin cinsiyetini 16. haftada öğrendik, bir kızımız olacaktı. Harika bir duyguydu bu, anlatılamaz birşey. Tabi o zamandan sonra bizim alışveriş tempomuz başladı, hep erken başlamayn derler ama inanın insan dayanamıyor yani en azından ben dayanamıyordum. Bir çok şeyi 22. haftaya kadar aldık.Ve bebeğimi ilk büyük hareketini de 21. haftada hissetmiştim.
   Kontrollerim sırasında düzelen midemle birlikte biraz fazla kilo aldığımı farkediyordum ki bunun sonucunda yapılan testler ve yüksek çıkan şekerle hemen şeker yüklemesi testi yapıldı ve o testlere göre gebelik şekeri çıkmıştı ve bu tekrar bastırdığım korkularımı gün yüzüne çıkardı.
    Hiç birşey yiyememeyi bırakın gebelik şekeri öyle tehlikeli ki ilk önce zarar verdiği bebeğiniz dikkat etmezseniz, ciddi bir diyet uygulamazsanız sonuçları ağır olabiliyor. Ve maalesef benim şekerim diyetle kontrol altına girmedi. İnsülin kullanmam şarttı bebeğimin sağlığı için.
   Ve hiç beklemediğim bir anda 3. şok korkuyu yaşayacaktım aslında 24. haftamda lekelenme farketmemle doktoru aradık, muayeneden sonra erken doğum riskimle başbaşa 1,5 ay geçirdik.
  Her anım korkuyla, acaba şimdi gelir mi ? Gelirse en kötü ne olabilir ? Küvezde nasıl kalır ? soruları ve korku dolu günlerle geçti gitti. Çok şükür kızım erken gelmedi, kontrollerimiz sıklaştı. Hem gebelik şekeriyle baş etmem, bazen insüline rağmen düşmeyen şekerime isyanımla gün saymaya başladık 35. Haftayı doldurmuştuk içimden bir oh çeksemde hala şekerimden dolayı son güne kadar acabalarla geçti. Meleğimiz gelmek için anneler gününden bir gün sonrayı seçti. 15 Mayıs 2017 21:25 te aramıza katıldı ama yine zamanını beklemeden 37+4 de gelmeye karar verdi. Gebelik şekeri öyle bir korku ki aklımda doğuma giderken bile iyi olacak mı? Dünyaya geldiğinde kalbinde bir sorunu olacak mı? vs. sorularla geçti. Ağladığı o an sanki dünya durmuştu. Bizim parçamız, bedenimde büyüyen dünyaya hazırlanan minik kalbimiz artık kollarımızdaydı. Ve çok şükür herşey yolundaydı. Onca sıkıntıya rağmen çok şükür sağlıkla kavuştuk meleğimize.
  Biliyorum ki endişelenmeden korku duymadan bu süreci tamamlayan yoktur. Annelik karında başlıyor daha ama ona dokunmak, saatlerce uyumasını izlemek gerçekten bir mucizeyi yaşamak gibi...
  Herkesin bu duyguyu tatması, ve bu süreci daha rahat geçirmesi dileğimle :)

   Sevgilerr...

Yorumlar

Popüler Yayınlar